Styling | by Mert Altun
20 Aralık 2015 Pazar
CIYT'S NISANTASI
Nisantaşı'nda gerçekleştirdiğimiz çekim, son zamanlarda en beğendiğim çalışmalarımızdan biri oldu. Üstünden zaman geçse bile tekrar tekrar favoriteback olarak paylaşmak isteyeceğim bir seri fotoğrafım daha oldu. Beyaz'dan camel'a degrede bir geçiş yakalamaya çalıştığım kombinim, Nişantaşı'nın inanılmaz dinamizmi ve güneş bir araya gelince, tahmin ettiğimden de iyi görüntüler ortaya çıktı. Tabiki takdir yine de sizlerin...
6 Aralık 2015 Pazar
21 Kasım 2015 Cumartesi
18 Kasım 2015 Çarşamba
Kariyer Geliştirme ve Planlama
Kariyerle geliştirmekle ilgili konular her ne kadar alanım dışı gibi gözükse de, aslında hepimizin ilgilenmesi, bilmesi ve üstüne gitmesi gereken bir konu. Ben kendimi şanslı hissediyorum ki, alan dışı olarak okulumda verilen bu dersi seçebilme imkanına sahip olup bu konuda bilinçlendirildim.
Edindiğim bilgileri sizlerle paylaşmam oldukça zor olsa da, sizler için bize öğretilenlerin bir çoğunu bulabileceğiniz bir kitap listesi hazırladım. Üstelik bu kitapları birçok yayın evi ve mağazada bulabilirsiniz.
1- YAŞAM YÖNETİMİ
Yazarı; Eileen Mulligan
Yayınevi; Kariyer Yayınları
Yıl; 2002 - 09
2- DAHA ÖNCE KİMSEDEN DUYMADIĞINIZ 6 KARİYER SIRRI
Yazarı; Daniel H. Pink
Yayınevi; Medicat Kitapları
Yıl; 2010 - 13
3- KARİYER YAŞAMINDA, DUYGUSAL ZEKA VE İLETİŞİM YETENEĞİ
Yazarı; Doç. Dr Gaye Özdemir Yaylacı
Yayınevi; Hayat Yayınları
Yıl; 2008
4- KARİYER 2.0
Yazarı; Cengiz Çatalkaya
Yayınevi; Optimist Yayınları
Yıl; 2014
5- KARİYER VE VAROLUŞ
Yazarı; Daniş Navaro
Yayınevi; Elma Yayınevi
Yıl; 2014
6 - KARİYER DOKTORU
Yazarı; Mehmet Öner
Yayınevi; Crea Yayıncılık
Yıl; 2014
7- KARİYERİNİZE YÖN VERMEK
Yazarı; James Waldroop
Yayınevi; Optimist Yayınları
Yıl; 2014
8- POZİTİF KARİYER
Yazarı; Hakan Birol
Yayınevi; Akis Kitap
Yıl; 2014
Fotoğraflar | Uğur Urlu
Düzenleme | Mert Altun
Mekan | SuB Karaköy
1 Kasım 2015 Pazar
Halloween 2015
ŞEKER Mİ ŞAKA MI?
Her sene olduğu gibi bu sene de Halloween'de birbirinden renkli ve korkunç kareler ortaya çıktı.
Ünlülerleden derlediğim fotolar aşağıda... Favorimin Karla Kardashian olduğunuda söylemeden geçemeyeceğim.
Beyonce - Storm
Nicki Minaj - Princess
Ellen Degeneres - Karla Kardashian
Kim Kardashian - İconic Times
Kylie Jenner - Eskimo
Kendall Jenner - Karl Lagerfeld
Kelly Rowland - Minnie
J Lo, Casper Smart - Haute Couture Skeleton
Joe Jonas - Chaz Michael Michales
Carter Ailesi - Coming To America filmi karakterleri
Heidi Klum - Jessica Rabbit
19 Ekim 2015 Pazartesi
Ekim ayının 14’ü ve 18’i arasında Hasköy’de ki, Eski Şapka
Fabrikası'nda gerçekleşen İstanbul Design Week, biz sanat severlerin ilgi odağı oldu. Bu sene
bünyesinde birçok farklı ırktan tasarımcıya yer veren Design Week’de
İskandinav, Balkan vb ırklardan tasarımcılar yer alıyordu.
Geçtiğimiz aylarda Turizm bakanlığının da içinde olduğu
İstanbul Temalı Hediyelik Eşya yarışmasının finalistlerine de Design Week'de
yer verildi. Bunlardan biri de ‘’İstanbul is a Beautiful City’’ projemle
bendim. Böyle güzel ve değerli bir organizasyonun içinde bulunmak beni tabi ki
çok onurlandırdı.
Design Week’de ki her tasarımın tek tek altında yatan bir hikayesinin olması, olayın sanatsal boyutunu kuvvetlendiriyor. Verilen
kataloglardan ya da yan taraflarındaki etiketleri okuyarak ürünü veya eseri incelemek gerek.
Dikkatimi çekenlerden sadece birkaçını sizlerle
paylaşabildim. Şimdi biraz tasarımlardan ve hikayelerinden bahsedelim.
Mekana girişte dikkatimizi ilk çeken tasarımlar, Balkan tasarımcılara ait
YOUNG BALKAN DESIGNERS 2015
Mimar Emna Rached Karanfil, Design Week köşesindeki tasarımlarını "İskandinav tarzın, oryantalist bir biçimde yeniden ele alınması" olarak tanımlıyor. Bununla birlikte, her tasarımının da arkasında yatan bir hikayesi var.
Renklerini doğadaki bitkilerden alan Johanna Riplinger tasarımları... Kıyafetler tamamen naturel malzemelerle boyanmış ve üretilmiş bu yüzden renk skalası dar ve soft.
Bitkilerin kumaş üzerine konulup, renklerinin kumaşa aktarılması tekniği ile ortaya çıkan bir kumaş...
Design by Johanna Riplinger
Deri aksesuarlar. Design by Jana Keller
Deri aksesuarlar. Design by Jana Keller
12 Ekim 2015 Pazartesi
Lobbyler İçin Beklentiler Çoğaldı.
Lobby diye nitelendirdiğimiz giriş holleri, her otelde, her
büyük kurum ve kuruluşlarda, mekânsal organizasyon gereği mutlaka olması
gereken alanlardan biri. Hatta o kadar yaygın ki ister istemez oluşan bir
biçimlenme.
Günümüzde lobbylerin tasarımı üzerinde daha çok düşünülüp
farklı konseptler geliştirilmekte.
Giriş holü olarak mekanın ilk izlenimini aldığımız lobbyler
artık farklı işlevsellikler kazanarak lounge ismini aldı.
Cafe-bar kısmıyla, oturma alanlarıyla, tv üniteleriyle,
dikey bahçeleriyle ve bunlar gibi birçok özellik ve işlev parametresiyle
birlikte sıradan lobby anlayışından çok çok daha farklı artık her şey.
Tabi ki tüm mekanlar bu devinime ayak uyduramıyor. İşin
büyük bir kısmı bu konuda biz mimarlara düşüyor. Konsept geliştirme, işlev
şeması, ürün seçimi, kurumsal kimlik ve daha nicesi, mekan kalitesine artı
olarak geri dönüş sağlıyor. Bu
saydıklarımın özellikle lobbylerde de dikkate alınması çok önemli çünkü mekan hakkında
bize ilk tüyoyu veren her zaman giriş holleri oluyor.
Peki bir giriş holünde bizleri neler beklemeli?
Yaratıcılığın, araştırmanın ve düşünmenin sonu olmayacağı
için aklıma gelen birkaç başlığı sizlerle paylaşayım.
Girer girmez ne göreceğimiz çok önemli bu yüzden form, doku
ve renk iyi çözümlenmiş olmalı.
Mekânsal organizasyonun iyi ayarlanıp tefriş elmanlarının
seçimine özen gösterilmeli.
İşlev şeması çıkartılıp ekstra işlevler eklenerek mekanda
fark yaratılmalı.
Kurumsal kimlik önemsenip kurumu yada kuruluşu yansıtır bir
mekan oluşturulmalı.
12 Eylül 2015 Cumartesi
30 Ağustos 2015 Pazar
Muhteşem Sakız Ağaçlarının Kokusu Eşliğinde CHIOS
Beyazın ve mavinin eşsiz buluşması, tarih, doğa, dokular,
desenler, sakız ve daha nicesi … Tabi ki Chios.
Yunanistan’ın sayılı tarihi adalarından Chios’daydım.
Sizlere oranın güzelliklerinden bahsetmeden geçemeyeceğim. Ansiklopedik
bilgiler yerine Chios hakkında gezip deneyimlediğim, gözlemlediğim, mimarisi ve
karakteristik özellikleri hakkında yorumlar yapmak istiyorum.
En çok bilinen
Mykonos ve Santorini’ye kıyasla beyazın çok fazla hakim olmadığı daha
geleneksel malzeme ve motiflerin kullanıldığı gösterişli bir mimariye sahip
diyebiliriz.
Örneğin, Mesta köyündeki
labirent planlı evler, taş ve beton malzemelerinin kullanılmasından meydana
gelip çatılar dahi kullanıma sunulmuş ve karşılıklı iki ev arasına balkonlardan
geçişler sağlanmış. Düşünün ki komşuluk ilişkileri ne kadar ön planda tutulmuş.
Bu evlerde dikkatimi çeken bir diğer unsur ise yapıların arasında bırakılan
boşluklar. Bunun sebebi deprem sırasında oluşan ve çöküntüye neden olan
basıncın en aza indirilmesiymiş. Zeminde ise girişi ve çıkışı belirleyen
kanalizasyon hattı taşlarla belirtilmiş labirentde kaybolmamak için bu hattı
takip etmemiz gerekiyormuş. Ve tabi ki Mesta köyünün meydanındaki enfes Kronos
dondurmacısı… İçinde nefis ve son derece şifalı damla sakızının da kullanıldığı
bu dondurmalar meydanın cazibe merkezi olmuş durumda.
Bu köy aynı zamanda Taxiarchis kilisesi ve benzeri birçok
kiliseyle birlikte inançlara ve tarihe ışık tutmakta.
Taxiarchis kilisesi
Pyrgi köyüne geldiğimizde ise gözlerimizi geometrik
desenlerle kaplı yöresel evlerden alamıyoruz.
Beton ve ahşap malzemenin yoğun olarak kullanıldığı bu
evlerde balkon ve istinat duvarlarında genellikle metal malzemeler renklendirilerek
kullanılmış. Betonun üstündeki sıvaya çizilen desenler bir bütün oluşturarak köye
özgü karakteristik bir özellik katmış.
Kristof Kolomb'un kısa bir süre oturduğu varsayılan ev
Yöreye özgü dayanıklı özel domatesler
Sakız ağaçlarının en çok olduğu bölgelerden biri olan
Armolia’da seramik sanatı oldukça yaygınlaşmış. Butik mağazalarda yöreye özgü
seramik eşyalar, damla sakızı, sakız likörleri, hediyelik ve hatıra olabilecek birçok
ürünü bulabiliyoruz.
Kısa süren tatili siyah volkanik taşlarla kaplı olan Mavra
Volia ve Foki plajı ile sonlandırdık. Muhteşem sakız ağaçlarının kokusu
eşliğinde oldukça keyifli bir tatildi.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)